
Türkiye karanlığa gömülüyor.
Biz her geçen gün daha fazla yoksullaşırken kamu kaynaklarından pay alan birileri virüs gibi yayılıyor.
Kimi zaman hak ettiğimiz işe girmenin önündeki engeller olarak karşılaşıyoruz onlarla.
Kimi zaman da arkadaşlarımızla sohbet ederken nasıl yaşamamız gerektiğini tebliğ ederek çıkıyorlar karşımıza.
Her gün kadın düşmanı başka bir rezaletleri ortaya çıkıyor. Yurtlarındaki sistemli çocuk istismarları gündemden bir gün olsun eksik olmuyor. Tarikat esareti altındaki gençler yaşamdan koparılıyor.
Holdingleşiyorlar, devlette örgütleniyorlar, sınav sorularını çalıyorlar. Askeri darbeye kalkıştıkları bile oluyor.
Bakanlıklar bir tarikattan diğerine geçiyor. Bazen aralarındaki çıkar çatışması büyüyor, şahit oluyoruz: Bizden çaldıklarını kendi aralarında bile paylaşamıyorlar.
Topluma uslu olun dersi veren liderleri lüks ve şatafat içinde yaşıyor. Tarikat hiyerarşisinin tepesindeki her ölüm, üstüne çöktükleri devasa zenginlikten pay kapma kavgasına dönüşüyor.
Varlıkları tümüyle yasa dışı olsa da 1925 yılından beri yürürlükte olan kanun yok sayılıyor. İktidar, tarikat ve cemaatlerin kanunsuz varlıklarına göz yummakla kalmıyor, güçlenmeleri için “ne istedilerse” veriyor.
Gerici ve Cumhuriyet düşmanı iktidar istendiğinde pis işlerini yaptırabilecekleri, kolayca suç işletebilecekleri bu yapılarla çıkar birliği içinde. Laikliği ve Cumhuriyet’i savunduğunu iddia eden muhalefet ise gidişata sessiz kalarak suça ortak oluyor.
O halde görev bize, tarikatların ve cemaatlerin sebep olduğu karanlığın bilincinde olan herkese düşüyor.
Tarikatların ve cemaatlerin yasa dışı varlıkları ülkemizin zararınadır. Yurttaşlarımızın çoğunluğunun bu durumun farkında olduğunu biliyoruz.
Ancak Türkiye’yi içine düşürüldüğü karanlıktan çıkarmak için karanlığa karşı olmak yetmez, mücadele etmek, örgütlenmek zorundayız.
Bu nedenle;
1. 677 sayılı ve halen yürürlükte olan devrim kanunu uygulanmalı, varlıkları yasadışı olan tarikatların ve cemaatlerin tüm faaliyetleri sonlandırılmalıdır.
2. Tarikatlar ve cemaatler için paravan işlevi gören tüm dernek ve vakıflar kapatılmalı, mal varlıklarına el konmalıdır. Tarikat bağlantılı tüm özel ekonomik kuruluşlar kamulaştırılmalıdır.
3. Kamu kuruluşlarında çalışan tarikat ve cemaat bağlantılı kişilerin tamamı kritik görevlerden el çektirilmeli, yükselmeleri engellenmelidir. Tamamı için kamuya girişlerinde usulsüzlük yapılıp yapılmadığı ve örgütsel bağlantıları nedeni ile suça karışıp karışmadıkları araştırılmalıdır.
4. Operasyonlarda elde edilen tüm bilgiler ve alınan kararların tamamı şeffaf bir biçimde halk ile paylaşılmalı, toplum tarikatlara ve cemaatlere karşı mücadelenin aktif ve örgütlü bir parçası haline getirilmelidir.
5. Kapatılan karanlık odakların yeniden örgütlenebilmesinin ve yer altında faaliyet sürdürmesinin engellenmesi için mevcut yasalara ek önlemler geliştirilmelidir.
6. Yıllardır yasa dışı yollarla kendilerine mali kaynak akıtılmış olan tarikat ve cemaatlerin istismarını da engelleyecek bir biçimde, yoksullukla mücadele edilmeli, tüm yurttaşların herhangi bir güce ihtiyaç duymadan insanlık onuruna yakışır bir yaşam standardına ulaşması sağlanmalıdır.
7. Hiçbir okulun, kursun ya da yurdun cemaat bağlantılı faaliyet göstermesine izin verilmemeli, tüm gençlerin eğitim alanındaki temel ihtiyaçları laiklik ilkesi gözetilerek eşit ve parasız bir biçimde temin edilmelidir.
8. Tarikatların ve cemaatlerin yeni militanlar bulmasının önüne geçmek için laiklik karşıtı tüm faaliyetler cezalandırılmalı, toplumsal alan aklın ve bilimin ışığında yeniden düzenlenmelidir.
9. Bu tarz yapılar emperyalist merkezler tarafından ajanlık dahil birçok faaliyet için işlev taşıdığı göz önünde bulundurulmalı, yurt dışından fonlanmalarının önüne geçilmelidir.
Tüm yurttaşlarımızı tarikat karanlığından kurtulmak için yukarıda belirttiğimiz maddelerin altına imzalarını atmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz.