Türkiye ve Ortadoğu, emperyalist merkezler ile bölge gericiliğinin farklı aktörleri arasında içeriği bölge halklarından gizlenen pazarlıklarla ucu açık maceralara sürükleniyor. Suriye’de fetihçi ve mezhepçi saplantılara meze edilerek zafer olarak sunulan gelişmeler, emperyalizm ve gericiliğin bölge için tasarladığı felaketler silsilesinin parçası haline geliyor.
Emperyalizm ve AKP dahil bölgedeki işbirlikçilerinin 14 yıllık saldırganlığının sonucunda Suriye’de iktidara taşınan cihatçı katil Colani ile Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier’in birer gün arayla ülkemize gelmesi tesadüf değil. AKP dahil farklı aktörler Ortadoğu halklarının kanı pahasına oynanan oyundan çıkar sağlamaya çalışıyor. Tüm bu pazarlıklar, esas olarak İsrail’in çıkarlarının korunması ve İran’ın kuşatılması hedefleri temelinde şekilleniyor.
Tüm manipülasyonlar bir yana, Suriye’nin esas olarak ABD ve İsrail planları karşısında direnç gösterdiği için tasfiye edildiği gerçeği gizlenemiyor. Suriye’yi yağmalayan unsurlar, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalinin genişlemesi ve Suriye’nin tüm askeri birikimini imha etmesini memnuniyetle karşılıyor. Gazze’de direnişe boyun eğdiremeyen İsrail, Trump’tan aldığı cesaretle ateşkesi bozmanın ve Gazzelileri topluca sürgün ederek etnik temizlik yapmanın yollarını arıyor. Suriye’deki yağmadan alınacak pay için rekabetten geri durmayan AKP ve Körfez iktidarları, İran’ın kuşatılmasına yönelik tüm adımları ise onaylıyor.
Ortadoğu halklarının kaderi üzerine oyun oynayan aktörler, bu kirli oyunu kendi sorunlarını da çözmenin aracı haline getirmeye çalışıyor. Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier’in son dakikada gündeme gelen ziyaretinin bir yanda Eurofighter satışının diğer yanda ise artık Almanya’da da siyasi krize yol açan ve siyasi çalkalanmanın ana belirleyenlerinden biri haline gelen göçmen sorununun merkezinde yer alacağı pazarlıkların gölgesinde gerçekleştiği sır değil. İkinci Trump dönemine uyum sağlamaya ve gitgide güçlenen aşırı sağı iç siyasi sisteminde yeniden konumlandırmaya çalışan Alman emperyalizmi ile gerici ve işbirlikçi AKP iktidarı arasındaki pazarlıklardan Türkiye ve Ortadoğu yararına hiçbir sonuç çıkması mümkün değil.
Emperyalistler ve gericiler, Türkiye ve Ortadoğu’ya sadece ve sadece daha fazla bela vadediyor. Suriye’de yeni askeri üsler, doğal kaynakların yağması ve inşaat ihaleleri üzerinden yürüyen pazarlıklar emekçi halkın çıkarlarını değil tekellerin kar hırsını önceliyor. Ensar-muhacir demagojisi üzerinden şekillenen göç politikası, Türkiye’yi AB’nin göçmen hapishanesine çevirmekten ve açgözlü patronları ucuz göçmen emeği ile ihya etmekten başka bir sonuç vermiyor. Lafa gelince Filistin hamaseti yapanlar İsrail’le iş tutmaktan, Gazze’nin toplu sürgün yoluyla etnik temizliğe konu edilmesi planlarına eklemlenmekten geri durmuyor.
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin bölge üzerinde oynadığı kirli oyunlara ülkemizin alet edilmesine seyirci kalmayacağız. Ortadoğu’nun emperyalistlerin, uluslararası tekellerin ve bölge gericiliğinin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmesini reddediyor, kurtuluş için emekçi halktan başkasına güvenmiyoruz.
Kahrolsun emperyalizm!
Kahrolsun işbirlikçi gericilik!