İçeriğe geç

Bizim Olacak

    bizim-olacak

    Her şeyimiz elimizden alınıyor.

    Her gün verdiğimiz emek, döktüğümüz alın teri zaten hiçbir zaman tam olarak karşılığını bulmuyordu. İdare ettikçe, dişimizi sıktıkça daha da kötüye gitti işler. Bugün çoğunlukla güvencesiz çalıştığımız işlerde açlık sınırının altında bir asgari ücreti bile çok görüyorlar bize.

    Biz yaşama mücadelesi verirken büyük holdingler, çokuluslu şirketler kârlarına kâr katıyor. Hiç çalışmayan parababaları hayalimizde göremeyeceğimiz paralar kazanıyorlar. Çalışmadıkları gibi vergi de vermiyorlar. Her şeyi ellerinde tutuyor, hiçbir sorumluluk almıyor, bir de üstüne şikayet ediyorlar. Mümkün olsa beş kuruş vermeden köle gibi çalıştıracaklar bizi.

    İktidar da onların iktidarı. Yalnızca onları dinliyor, onlara çalışıyor. Ekonominin başına emperyalistlerin görevlendirdiği sömürge memuru geçirilmiş, yalnızca patronların çıkarını kolluyor. Sırf zenginler daha da zengin olsun diye ülke yüksek faiz sarmalında tutuluyor, işsizlik bilerek ve isteyerek artırılıyor.

    Çalmadan, çırpmadan, başkasının emeğine göz koymadan, yalnızca kendi emeği ile hayatını sürdüren milyonların son sığınağı olan kamusal alan hızla ortadan kaldırılıyor. Devlet, yurttaşlarına karşı tüm sorumluluklarından bir bir kaçıyor. Yurttaşlık fiilen yok oluyor.

    Devletin boşalttığı alana suç örgütleri, tarikatlar yerleşiyor.

    Adım başı mafyatik bir yapı ile karşılaşıyoruz. Ortalık uyuşturucu tacirinden, haraç kesenden, hakkını arayanın üstüne salınan kiralık vahşilerden geçilmiyor. İktidar tarafından açıkça kullanılan bu yapılar yetmiyor, bir de sayısız yabancı ülkenin mafyalarının çatışma haberlerine şahit oluyoruz her gün. 

    Çete düzeni güvenli ve insanca bir yaşam hakkımızı elimizden alıyor.

    Kanunsuzluk çetelerle sınırlı değil. 677 sayılı yasa gereği yasak olan tarikatlar doğrudan AKP iktidarı tarafından himaye ediliyor, büyütülüyor, işledikleri tüm diğer suçlar hasıraltı ediliyor. Tarikatlar çocukları istismar ediyor, kadınlara yaşamı zindan ediyorlar. Holdingleşiyor, devlette örgütleniyor, sınav sorularını çalıyorlar. Askeri darbeye kalkıştıkları bile oluyor.

    Tarikatlar, bugünümüzü olduğu gibi geleceğimizi de elimizden alıyor.

    Yasalar bir yana Anayasa’yı da ciddiye alan yok. Hakimler, savcılar, bakanlıklar, güvenlik birimleri; hepsi çeteler ve tarikatlar arasında paylaşılmış durumda. Yaptıkları her şeye göz yumuluyor. Çünkü aylaklığı iş edinenin, çalışmayanın, zenginin düzeni; çetelerin ve tarikatların desteğiyle ayakta duruyor. 

    Çare yok, bu gidişe dur diyeceğiz. Hakkımız olanı istiyorsak yalnızca kendimize güvenecek, mücadelemizi büyüteceğiz.

    Bugün ilan ediyoruz: Bizden çalınan her şeyi geri alacağız.

    Türkiye; sermayenin, tarikatların, çetelerin değil, bizim olacak!

    1. Tarikatlar ve çete yapılanmaları derhal dağıtılmalıdır. Başta kanunların bu yapılara karşı uygulanmasının önüne geçenler olmak üzere kamudaki tüm varlıkları sona erdirilmeli, bunlara çalışmış olan tüm kamu görevlileri yargılanmalıdır.

    2. Kemer sıkma politikaları durdurulmalı, ücretler ve emekli aylıkları derhal insanca bir yaşam için gereken standartlara çıkarılmalıdır.

    3. Büyük sermayenin elinde tutulan kaynaklar emekçi halktan çaldıklarından ibarettir. Tamamı kamulaştırılmalı; gerekli olan tüm büyük işletmelerin varlığı halkın yararı gözetilecek biçimde kamu tarafından sürdürülmelidir.

    4. Yabancı yatırımcı adı altında finansal spekülasyonlarla varlıklarımıza çökmeye, doğal kaynaklarımızı yağmalamaya ve insanlarımızı sömürmeye gelmiş olan gruplara tanınan tüm imtiyazlar sona erdirilmeli; ülkemize verdikleri zarara karşılık tüm varlıklarına el konmalıdır.

    5. Halk yararına alınacak tüm kararların güvencesi olarak halkın devlet yönetimine aktif katılımı sağlanmalı; anayasal yurttaşlık hakları fiilen hayata geçirilmelidir.