Ülkemiz büyük bir yıkıma uğradı.
Yalnızca depremden bahsetmiyoruz. Sırf patronlar kârlarını artırsın diye enkaz altında kalmamıza neden olan çürük binalar, deprem sonrası hiçbir görevini yerine getirmeyen hükümet… Bunlar işin yalnızca bir boyutu.
Cumhuriyet’in 100. yılında geriye dönüp baktığımızda neleri kaybettiğimizi, ülkemizin nasıl da üstümüze yıkıldığını çok daha iyi görüyoruz.
Ne kadar fabrikamız varsa yağmalandı. Emekçilerin ne kadar hakkı varsa bir bir gasp edildi. Türkiye’nin askeri, siyasi ve ekonomik bakımdan dışa bağımlılığı perçinlendi. Laiklik ortadan kaldırıldı. Kadınların tüm kazanımları sırf gericiler istedi diye bir bir ortadan kalktı. Gençler, geleceksizliğe itildi.
Türkiye, genel seçimlere böyle bir tabloda gidiyor.
En büyük, en sert darbelerin AKP eliyle geldiği bu tarihsel yıkımdan kaçmak isteyen halk umut etmek istiyor. Muhalefete sığınıyor. Bir an önce AKP ve Erdoğan gitsin diye on yıllardır olduğu gibi kendisinden ne talep ediliyorsa yerine getiriyor.
Evet, bu sefer umut etmekte tamamen haksız değiller. AKP bu sefer gerçekten de gidebilir. Ancak gerçeği söylemek zorundayız. Alternatif olarak önümüze çıkan düzen muhalefeti yaratılan yıkımı ortadan kaldırmaya hiç mi hiç niyetli değil.
AKP döneminde yağmalanan kamu işletmelerini, emekçilerin gasp edilen sosyal haklarını geri almayı hedefleyen yok.
Tarikat karanlığını bitirmeyi taahhüt eden yok.
Emperyalistleri ülkeden kovacağız demeyi bırakın, onurlu bir dış politikayı savunan bile yok.
Yalnızca denileni yapar, oy vermekle kendimizi sınırlarsak AKP gidebilir ama etkisi sürer.
İşte bu yüzden kendi mücadelemize güvenmek zorundayız. Hakkımız olanı alabilmek için güçlenmeye, mücadeleyi seçimlerin ötesine taşımaya ihtiyacımız var. Emekçi halkın örgütlü gücünü ülkemizi yeniden kuracak bir iradeye dönüştürmeliyiz.
Gerçek umudun nerede olduğunu biliyoruz:
Bizden çalınan her şeyi geri alacağız. Tarikat ve cemaatleri kapatacağız. Ülkemizi emperyalistlerden temizleyeceğiz.
Ülkemizi yeniden kuracağız!
İşçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma gününde bir arada durma, hesap sorma ve yeniden kurma irademizi büyütüyoruz. Tüm yurttaşları bu iradenin parçası olmaya çağırıyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Devrim!
Yaşasın Sosyalizm!