Ülkemizin gündemini yurt dışına kaçmış bir suç örgütü lideri ve AKP iktidarının mafyatik ilişkileri şekillendiriyor bir süredir.
Marinalara ve otellere çökenler, buralarda bedavaya tatil yapan medya ve yargı mensupları…
İktidar milletvekillerinin adının karıştığı şaibeli ölümler…
Bakanların şirketlerinde şaibeli ve astronomik büyümeler, ceza soruşturmalarına ilişkin komisyon ve rüşvet iddiaları…
Suriye’de cihatçı çetelere silah sevkiyatı…
Aslında birçoğunu öyle veya böyle daha önce duyduğumuz ve ne yazık ki şaşırmadığımız iddialar ve benzerleri bu sefer süreç boyunca bizzat içeride olan birisi tarafından dile getirilmiş oldu.
Biriken pislikler etrafa saçılıyor. Mafya İçişleri Bakanı’nı tehdit ediyor, bakan da Cumhurbaşkanı’nı. Her fırsatta halka sopa gösterenler, tehdidi görünce yutkunmakla yetiniyorlar ancak. Ülkede hukuk bırakmayanlar, ne kadar değerimiz varsa talan edenler şimdi pastaları daraldı diye birbirlerine düşüyorlar.
Ancak biz bu kavgayı daha önce de gördük. Bir dönem önce aynı mafyatik işlerden sorumlu olan Fethullahçılarla da benzer bir kavga yaşanmış, kavganın galibi eski taşeronundan boşalan koltuk için bu “işlerde” tecrübeli Pekerleri, Ağarları ve Çakıcıları oturtmuştu.
Binlerce insanımız salgında yaşamını yitiriyor. Ülkede açlık yeniden hortladı. İşsizlik rekor seviyelerde. Ancak hiçbiri iktidardakileri mafyalar ve tarikatlar kadar ilgilendirmiyor, harekete geçirmiyor. Çünkü bu devran biraz da onların sayesinde böyle devam edebiliyor.
Halka tehditler savurmaya geldiğinde mangalda kül bırakmayan yandaşlar, iş suç örgütlerine geldiğinde seslerini çıkaramıyorlar.
Çünkü birlikte yağmaladılar, birlikte suç işlediler.
Çünkü sırları ortak.
Çünkü sömürü ve talan; gericilik ve baskı olmaksızın hükmünü sürdüremez.
Emekçi halkı AKP iktidarına, tarikatlar ve suç örgütleri dahil onun tüm ortaklarına karşı mücadeleye çağırıyoruz!