Emperyalizmin bölgemizdeki tetikçisi İsrail, Filistin’in ardından Lübnan’da da katliam yapıyor. Lübnan’ın başkenti Beyrut’u havadan ve denizden bombalayan ve peş peşe siyasi suikastlar yapan işgalci İsrail, tüm Ortadoğu’yu içine alacak kanlı bir bölgesel savaşı kışkırtıyor.
Beyrut saldırıları bir günde gelmedi. Uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçbir biçimde ciddiye almayan işgalci ve katliamcı bir güç olan İsrail, direniş güçlerini hedef alırken sivilleri de katlediyor. Filistin direnişinin 7 Ekim hamlesinden bu yana Gazze’de 40 binin üzerinde sivili katleden İsrail, suçun sahasını genişleterek aynısını Lübnan’da uygulamaya çalışıyor.
Bölgede yaşananlar, çok daha kanlı bir süreci başlatabilecek provokasyonlardır. Çağrı cihazlarının imhası yoluyla yapılan gayrimeşru terör saldırısının ardından Hizbullah lideri Hasan Nasrallah dahil üst düzey liderlerin katledilmesini içeren siyasi suikastlara başvurulmasının ve Lübnan’ın karadan işgali dahil çok tehlikeli senaryoların gündemde tutulmasının anlamı açık. İşgalci İsrail, bölgede işlediği tüm suçlarda desteğini aldığı ABD emperyalizmini doğrudan sahaya inmeye ikna hedefiyle savaşın sahasını Lübnan, Suriye, Irak ve İran’ı da içerecek şekilde genişletmektedir.
İsrail, bölgede işlediği suçlarda yalnız değil. İsrail’in tüm katliam, kışkırtma ve hukuksuzluklarına koşulsuz destek veren ABD-AB emperyalizmi ve NATO suç ortağıdır.
Sözde Filistin hamaseti yaparken İsrail’le çıkar ortaklığını sürdüren, resmiyette durdurulan ticareti dolaylı yollardan sürdürerek İsrail’in işgal ve katliamların sürdürülmesinde elzem olan ürünlere erişimini kolaylaştıran, Kürecik başta olmak üzere ülkemizdeki ABD üslerinin İsrail’e hizmet için kullanılmasına onay veren AKP iktidarı suç ortağıdır.
İsrail ve ABD’ye lojistik ve istihbarat desteği veren, direniş güçlerinin meşru savunma hamlelerine karşı hava savunma sistemlerini devreye sokarak İsrail’i koruyan işbirlikçi bölge hükümetleri suç ortağıdır.
Bölgede İsrail’e karşı koyan güçlerden olan Suriye’yi cihatçı çeteler yoluyla hedef alarak zayıflatan AKP iktidarı dahil tüm unsurlar suç ortağıdır.
Emperyalizm yenilmez değil. ABD ve İsrail yenilebilir. Ortadoğu halkları haydutluğu yenilgiye uğratabilir, tüm işgalcileri bölgeden kovarak bağımsız ve onurlu bir yol çizebilir.
Bölgede yangın varken Türkiye güvende olamaz. Yanı başımızda yaşanan katliama duyarsız kalınamaz. Gerçeklikte ABD ve İsrail’le çıkar ortaklığı yapan gerici ve işbirlikçi iktidarın halkımızdaki Filistin duyarlılığını istismarına izin verilemez.
İsrail’in işgal ve katliamlarına karşı direniş meşrudur. Türkiye’nin yurtseverleri, Filistin ve diğer bölge ülkelerinde İsrail’e direnenlerin yanındadır. Direnişi hedef alan tüm saldırılar, özünde Ortadoğu halklarını hedef almaktadır. Kurtuluş Savaşı’yla kurulan Türkiye’nin işgalde suç ortağı haline getirilmesine engel olmak boynumuzun borcudur.
Filistin’e destek, hamasetle değil somut adımlarla olur. İşgale karşı ülkelerini savunanlara destek için;
- İsrail’le askeri, ekonomik ve siyasi işbirlikleri sonlandırılmalı, gizli anlaşmalar derhal feshedilerek içerikleri halka açıklanmalı, İsrail’le dolaylı ve dolaysız ticaret durdurulmalıdır.
- Bölge ülkelerine saldırı ve İsrail’e destek için kullanılan Kürecik başta olmak üzere tüm ABD üslerine el konulmalıdır.
- Savaş ve provokasyon örgütü NATO’dan çıkılmalı, Türkiye’nin emperyalizme ekonomik, askeri ve siyasi bağımlılığını sonlandırmak için mücadele yükseltilmelidir.