İçeriğe geç

İşçiye Sefalet Ücreti: Emperyalistler Emretti, AKP İkiletmedi

Sefaletin nedeni ne?

İlk üç toplantısında hiçbir biçimde miktarın konuşulmadığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu geçtiğimiz hafta yeni asgari ücreti açıkladı. 22.104 TL olarak belirlenen 2025 yılı asgari ücreti, yıllık yüzde 30’luk bir artış anlamına geliyor. Reel enflasyonun yüzde 45’in üstüne çıktığı 2024 yılının ardından emekçilerin önümüzdeki yıla çok büyük bir gelir kaybı ile girdiği açık.

Emeğe yönelik bu saldırıyı talep edenler uluslararası sermayenin temsilcisi olan emperyalist merkezler ve yerli patronlar. Onların çıkarları için Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı ise seçim beklenmeyen yeni yılda efendilerinin taleplerine harfiyen uymuş gözüküyor.

Saldırının çok büyük toplumsal tepkiler almadan hayata geçebilmesi ise iktidar ve muhalefetin el ele vererek uzun yıllardır gerçekleştirdiği bir dizi saldırının ürünü. Emeğin çıkarını savunan örgütlenmeler kimi örneklerde baskı ve şiddet ile, başkalarında ise içten çürütülerek etkisizleştirildi. Toplum atomize edildi, ortak çıkar duygusundan uzaklaştırılarak yalnızlaştırıldı. Bu nedenle verilen tepkilerin bir şeyleri değiştirebileceğine olan inanç da ortadan kaldırıldı.

Bir diğer neden ise özellikle bir önceki ekonomi bakanı döneminde iktidar ve muhalefet arasındaki tartışmalardaki ideolojik ortaklıkta gizli. Artırılan ve azaltılan politika faizleri üzerinden yürütülen tartışma bir tür “cambaza bak” oyununa dönüşürken, asıl meselenin emekten sermayeye doğru gelir transferi olduğu gözlerden kaçırıldı. Muhalefetin tüm medya aygıtları ile örgütlediği “rasyonel ekonomi” talebi ve emperyalist merkezlerin ekonomi yönetimine karşı sergilenen övgüler, halkı emperyalistlerin memuru Şimşek’in politikalarına önden hazırladı. Emekçiler ideolojik bir saldırı ile kemer sıkmaya razı getirildi.

Siyasal alan, birbirinin aynı politikalara sahip unsurlar tarafından domine edildi. Politik konumlanış bir tür kimlik beyanına dönüştürülürken AKP karşıtı kitlelerin ondan neden kurtulmak istediği unutturuldu. “AKP’siz bir AKP düzeni” arayışı iktidarın siyasal olarak yeniden toparlanmasına olanak sağlarken emekçi düşmanı siyasal çizgi rakipsizleştirildi.

Bu nedenle ücret gaspı dahil emeğe yönelik saldırılara karşı gerçekten sonuç almak isteyenler; örgütsel, ideolojik ve siyasal olarak gidişatı bir bütün olarak karşıya almak zorunda.

Suriye mezhepçilikle boğuluyor

Emperyalistlerin ve AKP’nin müdahaleleri sonucunda modern Suriye ortadan kaldırıldı. Suriye, halk düşmanı güçlerin fiilen işgali altında. Kuzeyde AKP destekli SMO, doğuda ABD korumasındaki YPG, güneyde İsrail, Şam dahil merkezde ise HTŞ’nin kontrolü Suriye’nin kısa vadede yeniden bütün olabilmesinin oldukça zor olduğunu gösteriyor.

Ülkede iktidar ve yönetim biçimi çoktan etnik gruplar ve mezhepler üzerinden tanımlanmaya başladı bile. Sahadaki herkes bir yandan “tüm unsurlara eşit mesafede yönetim anlayışı”ndan bahsederken diğer yandan da kendi alanını genişletme derdinde. Özellikle HTŞ’nin Şam’ı almasının ardından Esad dönemindeki devlet yöneticilerine atfedilen kimi faaliyetler bahane edilerek Alevilere yönelik ciddi bir saldırı dalgası işletiliyor.

Alevilere yönelen cihatçı barbarlık halkın yaşam hakkını tehdit etmekle kalmıyor. Suriye’nin modern birikimini savunmak suç haline getiriliyor. Gericilik, kendi zeminini toplumsal dokuyu tahrip ederek sağlamlaştırmaya çalışıyor. Mezhepçi saldırganlık aynı zamanda işgalci İsrail’in Suriye’de kalıcılaşmak için çeşitli bahaneler üretmesini ve potansiyel müttefik arayışını kolaylaştırarak Siyonizme hizmet ediyor.

Hızını alamayan yobazların Türkiye gündemine sokmaya çalıştığı “siyasal Alevilik” kavramı ise aynı yıkımı ülkemize de sıçratmak için tehlikeli bir deneme olarak görülmeli ve tartışmasız olarak karşıya alınmalı. Türkiye’nin de Suriye’nin de ihtiyacı benzer: Dinciliğe ve mezhepçiliğe prim vermeyen, eşitlik ve ilerleme zemininde kurtuluş kavgası.

Yeni yılda umut örgütlenmekte çözüm devrimde

2025 yılına girerken Devrim Hareketi, Ankara ve İstanbul’da buluşmalar gerçekleştirdi. Umudu örgütlemenin öneminin hatırlatıldığı ve Türkiye’nin içine itildiği karanlığa karşı tek çözüm olan devrim ihtiyacının vurgulandığı etkinliklerde harekete pek çok yeni katılım gerçekleşti.

Emeğimizin karşılığını alabileceğimiz eşit bir Türkiye, tarikat karanlığının ortadan kalktığı laik bir Türkiye, emperyalistlerden kurtulmuş bağımsız bir Türkiye için örgütlü mücadeleden başka bir yol yok.

Yeni yılda da eşitlik, özgürlük, devrim ve sosyalizm mücadelesi büyüyecek.